Ahmet bey 36 yaşında iki yıllık evli, muhasebeci bir beydi. Eşiyle evliliklerinden bir tane, ilkokul ikinci sınıfa giden kızları vardı. Anne ve babasının ilk çocuğuydu. Kendisinden iki yaş büyük abisi vardı. İşini severek yapıyordu, ancak işlerinde en ufak bir aksama olduğunda çıldıracak gibi oluyordu. Çoğu zaman evine iş getiriyordu. Üzerine aldığı işi en mükemmel şekilde yapma arzusu duyduğundan, hiçbir işini zamanında bitiremiyordu. Yanında çalıştırdığı kişilerin hatalarına abartarak tepkiler veriyordu. Bu yüzden yanında çalışan kişiler uzun süre bu iş yerinde kalamıyordu. Çalıştırdığı herkesten kendi gibi işi yapmasını bekliyordu. Çalışanlarını çok sık kontrol edip, üzerlerinde psikolojik baskı kuruyordu.
Ahmet beyin eşi ev hanımıydı ve eşinin kendisine yeterli para bırakmamasından muzdaripti. Ahmet bey eşine para konusunda oldukça cimri davranıyordu. Ahmet bey eşine evlendiğinden beri hiç hediye almamıştı nerdeyse… Evinde çalışma masası gereksiz bir sürü notlarla doluydu. Hiçbir notu belki lazım olur diye atamıyordu. Tabi ki bu durum da eşiyle tartışma çıkmasına sebep oluyordu.
Ahmet bey, kızına karşı da duygularını gösteremeyen bir babaydı. Kızının ders başarısı iyi olduğu halde, ondan hep daha yüksek notlar bekliyordu. Kızı hatta, babasına ve annesine artık sınav sonuçlarını bile söyleyemiyordu.
Danışanım, ilk seansta kendisiyle ilgili şikayetlerinden bahsetti, daha sonraki seansta kendine MMPI kişilik testi uygulandı. MMPI kişilik testi sonuçlarına göre Ahmet beyde aşağıda sıraladığım bulgular bulundu;
Gergin, kaygılı, depresif, kendilerine ilişkin kuşkularla dolu olma, kendi başarısızlıkları üzerinde yoğunlaşma, çok titiz ve mükemmeliyetçi olma, kendisi ve başkaları için çok yüksek standartlar koyma ve bu standartlara ulaşamadığında çok fazla suçluluk duyma, her şeyi kontrol altında bulundurma isteği, sinirlilik, kararsızlık, dikkat dağınıklığı. Ahmet bey ile psikoterapi seanslarımız devam ediyor ve her terapiden sonra sorunları hakkında içgörüsü artmakta ve daha mutlu, huzurlu….
Obsesif kişiler sabit fikirli kişilerdir, detaylarla kurallarla aşırı biçimde ilgilenirler. Bu kimseler ekseriyetle, bir işin özellikle belirli bir biçimde yapılmasında ısrar ederler. Bazen kararsızlıkları nedeniyle etkili olamazlar. İnsanlar sıcak, duygulu hisler göstermekte sıkıntı çeker; bazen soğuk, uzak duran veya ilgisiz kimse olarak görülür.
Bir kişinin obsesif kişilik bozukluğu tanısı alması için aşağıda sıraladığım belirtilerden en az beşinin bulunması şarttır;
1) Bir işin mükemmel olmasına o denli eğilir ki bir işi bitirmekte güçlük çeker. 2) Detaylarla, kurallarla, listelerle o kadar ilgilidir ki çoğunlukla esas faaliyet noktasını gözden kaçırır. 3) Durumları kontrol etme ihtiyacı kuvvetlidir. Sebepsiz yere “herkes benim yaptığım gibi yapsın” şeklinde ısrar eder. Doğru, tam yapamazlar diye kimseye işini devretmek istemez. 4) Maddi yönden gerek olmadığı halde, eğlence ve arkadaşlık bir kenara itilip işe aşırı bağlılıkları vardır.(işkolik) 5) Belirgin kararsızlığa neden olan öncelikler üzerinde endişe duyar. 6) Kültürel veya dini bir kimliğe dayanmadan, ahlaki ve doğruluk konularında katı ve ahlakçı tutum. 7) Ancak çok sınırlı olarak şefkat gösterme. 9) Cimrilik. 10) Hiçbir şeyi ne kadar önemsiz olursa olsun atamaz.
Obsesif kişilerin düşünceleri genellikle akılcı ve işlevsel özelliklerden yoksundur. Bu yoksunluk ise uyumsuz duygulara davranışlara ve fizyolojik tepkilere yol açar. Bu otomatik düşünceleri şöyle sıralayabiliriz:
“Bu iş mükemmel olmalı”; ”Bunu kendi başıma yapmalıyım yoksa tam ve doğru olmayabilir”; “Boş zamanlarımda roman okumak yerine daha üretken işler yapmalıyım”; ”Ne yapacağıma karar vermeden önce iyi düşünmeliyim yoksa hata yapabilirim”; ”Bir kişi yanlış davrandıysa cezalandırılmalıdır”; ”Bir işi ,doğru olduğundan emin olmak için tekrar tekrar yapmayı tercih ederim.”
Obsesif kişiliğin terapisinde daha çok bilişsel terapi yaklaşımı uygulanmaktadır. Bu terapinin genel amacı; danışanın yanlış duygularının değiştirilebilmesi amacıyla, sorunlarının altında yatan varsayımları ona gösterebilmesine yardımcı olmaktır.
Bilişsel terapide tedavi edici hedeflerin belirlenmesi önemlidir. Getirilen sorunlarla ilgili olarak bir hedef listesi verilir. Terapist ve danışan hedefleri belirledikten sonra bunları sıraya dizerek üzerinde çalışmaya başlarlar.
Obsesif kişilerde çeşitli psikosomatik bozukluklar sık sık görülür. Yüksek uyarılma ve anksiyete nedeniyle fiziksel bir rahatsızlığın ortaya çıkması kaçınılmasıdır. Tansiyon, baş ağrısı, kabızlık ve ülser gibi problemlerden sıklıkla yakınırlar. Eğer çok sinirli ve saldırgan bir yapıya sahipseler, kalp rahatsızlılarına sıklıkla yakalanabilirler. Bu tür şikayetlerle sık sık doktora başvururlar ve bu şikayetlerinin psikolojik kökenini anlamak ve bunlarla çalışmak oldukça zordur.
Son Yorumlar
Kategoriler