Bülent bey 44 yaşında, sekiz yıllık evli ve bir erkek çocuk babasıdır. En yakın erkek arkadaşı henüz yeni ölmüştür ve eşiyle ilişkisinde sorunlar yaşamaktadır. Astım semptomlarında artış baş göstermiştir ve bir kalp krizi geçirerek öleceği korkusu sonucunda, panik derecesinde kaygılı bir duruma girmiştir. Ailesinden dedesi ve halası orta yaşta kalp krizinden öldüğü için kendisinin de aynı şekilde öleceğinden korkmaktadır. Tansiyonunun ve nabzını günde 3-4 kez ölçmeye başlamıştır ve depresyonda olduğunu inkar etmektedir. Belki de bu duygu bedensel takıntılarından dolayı bastırılmıştır. İşindeki ilgisini, enerjisini ve heyecanını da kaybetmiştir. Bu danışan, eşinin duygularını anlayamıyor ve öfke anında kendini kaybedip, eşine olmadık hakaretler savuruyordu. Sonra da eşinden kendisine karşı, hiçbir şey olmamış gibi sevecen ve ilgili davranmasını bekliyordu. Eşi kendisine kırgın davrandığında da daha da ağır hakaretler savuruyordu. Onun için sadece kendi bildikleri görüşleri doğruydu. Kendi bildiği dışındaki doğruları kabul edemiyordu. Eşinin en küçük bir eleştirisine tahammül gösteremiyor, eleştirildiğinde büyük bir öfke duyuyordu ve utanç hissediyordu. İşinde de kendinden mükemmel performans bekliyordu ve patronunun gözüne girmek ve saygın olmak için evine bile iş taşıyordu genellikle. İşte patronu, kendisini işle ilgili bir sorun yüzünden azarladığında, olumsuz duygulara ve karamsarlığa kapılıyordu. İşinde hata yaptığında hemen astım krizine tutuluyor, kendini aşağılanmış değersiz biri olarak görüyordu. Eşi Serap . hanım da beyinin bu olumsuz hareketlerinden bunalmıştı, kaç kez evden ayrılmıştı ama tekrar geri dönmüştü. Eşini kaç kez psikiyatriste ve psikoloğa gitmesi konusunda uyarmıştı ama Bülent bey kendisinde bir sorun olduğunu kabul etmiyordu.
Narsisistik kişilik bozukluğu yaşayan kişi; kendisinin başkalarından çok daha önemli veya eşsiz olduğu duygusu içersindedir. Düşünceleri ve hayalleri sınırsız başarı, güç güzellik mükemmellik veya ideal aşkla doludur. Teşhircilik; kişi sürekli ilgi ve saygı ister. Eleştirilere karşı soğukkanlı bir ilgisizlik veya belirgin öfke, aşağılık, utanç, küçülme veya boşluk duyguları yaşar. Kişilerarası ilişkilerde bencilce ve çıkarcı hareket eder. Aşırı eşsizleştirme ve değersizleştirme uç noktaları arasında gidip gelen ilişkiler yaşar. En önemlisi de iletişim kurarken empati kuramazlar, olaya hep kendi taraflarından bakarlar.
Narsisistik kişilik bozukluğunun temel özelliği büyüklenmeciliktir. Kendilerini diğer insanlardan daha farklı, üstün ve önemli bir insan olarak görürler. Kendilerine hayrandırlar. Büyüklük düşüncelerine gerçek yaşamda karşılık bulamazlarsa, bunu hayallerinde gerçekleştirmeye çalışırlar. Fakat bu büyüklük duygularına olan güven duygularının zayıflığından kaynaklandığını göremezler, kırgınlıklarına sürekli başkalarını suçlama ve değerinin anlaşılmadığı duygusu eşlik eder. Daha da önemlisi ve üzücü olan durum; bu kişiler, başkasının başarısını, öne çıkmasını da kıskanır. Bir başka can alıcı nokta da; bu kişiler, büyüklüklerinin sürekli olarak dışarıdan onaylanması ve gereksinimi ve beklentisi içindedir. Diğer insanlarla da ilişkileri de bu beklenti üzerine kurulmuştur. Bunları karşılayan insanlarla, bunları karşıladığı sürece ilişkilerini sürdürürler. Bir çeşit bu ihtiyaçlarını karşılamak için bu insanları kullanırlar. Başkalarını sevebilme ve başkalarına eş duyum yapabilme yani başkalarının yerine koyarak onları anlamaya çalışma yetenekleri yoktur. Nitekim, gereksindiği onayı alamadığı zaman bu kişiler beraber olduğu ilişkisini bitirirler. Çok sayıda ilişkisi var gibi görünse de bunlar yüzeysel ilişkilerdir. Başkalarına sürekli bağlanamazlar. Eleştirilmeye karşı çok duyarlıdırlar. Sürekli olumlu değerlendirilme beklentisi içindedirler. En ufak olumsuz eleştiri onlarda büyük hayal kırıklığı yaratır.
Bu bozukluğun tedavisinde psikoterapi ile kişinin, diğer insanlarla olumlu, verici ve empatik ilişkiler kurabilme yollarını öğrenmesi sağlanabilir. Psikoterapi, kişiye sorunları ve uyumu bozan tutumları ile ilgili bir içgörü kazandırmayı hedefler ve davranışlarının da bu yolla değişmesini bekler.
Bu rahatsızlıkla birlikte gelen, mutsuzluk ve stres verici davranış sorunlarının ortadan kaldırılması için ilaç tedavisi de kullanılmaktadır.
Son Yorumlar
Kategoriler