Çocuklarımız karne aldıklarında , belki bazı anne –babalar üzüldü, bazı anne-babalar sevindi. Benim kızım da karne almıştı. O zamanlar kızım İlkokul dördüncü sınıfta okuyordu.Ben çalışan bir anne olduğum için kızımın dersleriyle fazla ilgilenemiyordum, bu yüzden bu karne bana,biraz da benim karnem gibi gelmişti. Kızım da yanlışlarının farkına varıp ve bu karneden bazı dersler çıkarmıştı. Bana şöyle bir itirafta bulundu; “Anneciğim ben düzenli tekrar yapmadım, senin beni uyarmalarınla ders çalışıp fazladan test çözdüm ve çok televizyon izledim. Bu karnem daha iyi gelebilirdi. Teşekkür aldım ama takdir de alabilirdim. Bir sonraki karnem daha iyi olacak” dedi ve beni öptü. Önemli olan da benim için buydu. Kızımla bir kere daha gurur duymuştum.
Çocuklarımızın karnesi düşük notlarla dolu olabilir. Önemli olan çocuğumuzun bu düşük notları niçin aldığı, niçin derslerinde başarısız olduğudur. Ders başarısızlığının nereden kaynaklandığını araştırıp bulmak ve bununla ilgili önlemleri almak gerekir.
Öncelikle başarısızlık sözünü açmak gerekir. Biri için başarı sayılan bir başkası için başarısızlık sayılabilir. Örneğin, bir anne çocuğunun sınıf geçmesini başarı olarak görürken, diğer anne karnesinde tüm derslerinde iyi not alan çocuğunun takdirname almadı ya da özel okullar sınavını kazanamadı diye başarısız görebilir. Bir çocuk için başarı kabul edilen elbette başka bir çocuk için başarısızlık kabul edilebilir. Ancak burada önemli olan çocuğun zihinsel yetilerini ve bilişsel gelişim düzeyini göz önüne alarak bir değerlendirme yapmaktır. Bir çocuğun başarısızlığından bahsedebilmek için onun bilgi ve beceri edinmede kendi gelişim düzeyindeki yaşıtlarına göre geri olduğunu görmemiz gerekir.
Çocuğunuzun kötü bir karnesi olabilir ama saygısız değildir, sorumsuz değildir bunları göz önünde bulundurmak gerekir. Başka çocuklarla kıyaslanmak özgüveni ve benlik algısını olumsuz etkiler. Çocuk sevilmediği duygusuna kapılır. Çocuğunuzun karnesi, onun kişiliğinin göstergesi değil, okul başarısının göstergesidir. Karne sadece öğrencinin sonucu değil, öğrencinin yaşam ağındaki herkesin sonucudur. Karne sonuçlarına bakarak önce “Neden”leri cevaplamak, sonra uzman yardımı alarak “Nasıl”ları cevaplamak gerekir. Karnedeki not durumuna bakarken öncelikle kendimizi de sorgulamalıyız; Çocuğumuza huzurlu bir aile ortamı sunabildik mi? Onun dersleriyle yeterince ilgilendik mi? Kaç kere okuluna gidip öğretmeniyle konuştuk? Kaç arkadaşını tanıyoruz? Karnesi iyi sorun yok diyoruz belki de peki ruh sağlığı, özgüveni ne durumda farkında mıyız? Ders çalışma alışkanlığı kazandırabildik mi, yoksa onun yerine derslerini biz mi yaptık? Sınavlardan düşük not aldığında, oturup sorunu birlikte çözmeye çalıştık mı yoksa eleştirip yargıladık mı? Gibi soruları kendimize sormalı ve yanlışlarımız varsa düzeltmeliyiz.
Unutulmaması gereken en önemli nokta da zayıf karne ödüllendirilmeyecek dahi olsa her öğrenci tatili ve dinlenmeyi hak etmiştir ve sevilmeye ilgilenilmeye layıktır.
Son Yorumlar
Kategoriler