GENÇLERDE OKUL BAŞARISIZLIĞI

Okul başarısızlığı gösteren çocukların okul başarıları, gerçek yeteneklerinin altında seyreder. Ergenlik döneminde görülen başarısızlıkların temelleri çoğu zaman ilkokul yıllarına dayanır.. Çoğunlukla ilkokul 3. sınıftan itibaren düşük notlarla gelen bir ilköğretim döneminin sonunda ortaöğretimde de başarısızlık daha da artarak devam eder. Yapılan bir araştırmaya göre, başarısız gençlerin yüzde ellisinin ilkokul 2. sınıftan itibaren başarısızlıkla karşılaştıkları sonucunu ortaya koymuştur.

Okulda başarılı olamayan genç, sınıfta derse katılmaz, ders dışındaki şeylerle ilgilenir. Arkadaşını konuşturur, sırasında sallanır. Sınıf içi etkinliklere, özellikle yazı çalışmalarına katılmaz. Genellikle öğretmenine muhalefet eder.

Psikanalize göre entellektüel ketlenme,kişinin normal ya da normalin üstünde bir zeka seviyesine sahip olmasına rağmen,düşünsel etkinliklere yatırım yapamaması,ilgi duymaması ve bunlardan zevk almaması olarak tanımlanmaktadır.

(Lacour-Gonay ,2005)yaptığı ortaokul öğrencilerinde öğrenme güçlükleriyle ilgili çalışmasında ,bu gençlerin ruhsal yaşamlarına yatırım yapamadığını,zenginleştiremediğini ,böylece her türlü arzudan,yatırımdan projeden mahrum olduğunu yazmıştır.
Gençlerde okul başarısızlığının pek çok belirtileri vardır. Bunlar; hedef belirleyememe, arkadaş edinememe, içe kapanıklık, özgüven eksikliği, okula gitmek istememe, devamsızlık yapma, okulla ilgili olumsuz ifadeler kullanma, ders çalışmak istememe gibi nedenlerdir.
Bir genç kız danışanım orta 2. sınıfta okuyordu. Ailenin ilk çocuğuydu. Kardeşi orta 1’de okuyordu. Kardeşi danışanıma göre daha aktif, sosyal, daha yetenekli bir kızdı. İster istemez aile danışanımı kız kardeşiyle kıyaslıyordu. Kız kardeş de sürekli ablasının ders notlarıyla dalga geçiyordu. Oysa danışanımın ilkokulda dersleri çok başarılıydı, ortaokulda ailesiyle ve kız kardeşiyle yaşadığı sorunlar yüzünden kafasını derslere veremez olmuştu. Evde anne baba arasında da devamlı tartışmalar yaşanıyordu. Bu olumsuz aile ortamı ve kardeş ilişkileri yüzünden danışanım okula gitmek istemedi, içine kapandı, derslerden soğudu. Anne baba, kız kardeş ve danışanımla yaptığımız psikoterapilerle danışanım artık rahatladı, ders notlarını tekrar yükseltti.
Özellikle gençlik dönemi okul başarısızlığının nedenleri arasında büyük çoğunluğunu gençlerin aileleri ile yaşadıkları sorunlar teşkil eder. Bu nedenle çocuğumuzun derslerinde başarılı olmaları için en önemli koşul, onun huzurlu, mutlu olmasıdır. Çünkü huzursuz, mutsuz genç kafasını, dikkatini derslere veremez, ister istemez aklına sorunlar gelir. Özellikle kız çocukları babadan yeterli ilgi ve sevgi göremezlerse dersteki başarısızlığı çoğalır. Aile içinde yaşanan kavgalar, aileden bir yakının aniden kaybedilmesi, aile içi geçimsizlik, boşanma, huzursuzluklar, hastalıklar, korkular çoğu zaman başarısızlığın en büyük nedenlerini oluşturur.
Bu noktada rehber öğretmenlere büyük görevler düşüyor. Rehberlik servisleri, aile içi sorunlar yaşayan ve başarısız öğrencileri saptayıp onları bir psikoloğa havale etmeli, aileye de bu konuda rehberlikte bulunmalı. Ayrıca yüksek motivasyonlu mükemmeliyetçi anne babalar çocuklarından hep daha başarılı olmalarını beklerler. Böyle ailelerin çocukları ailesini memnun etmek için kendine aşırı yüklenir, aşırı ders çalışır, böyle yaptığı için de sosyalliği azalır ve mutlu olamaz. Az ders çalışmak kadar çok aşırı ders çalışmak da iyi değildir.
Okul başarısında etkili ders çalışmak çok önemli bir faktördür. Bu nedenle ders çalışmayı çekici hale getirmelidir. Bunun için ödevler kısa bölümlere ayrılabilir, iki zor ders arasına daha kolay ve yorucu olmayan bir ders konabilir, çocuğunuz hedefe ulaştığında kendini ödüllendirebilir. Ders programına uyduğunda bunu fark edip ona hissettirebiliriz. Ayrıca çocuğunuz masa başında hayal kurmaya başladığında kalkıp hava alması, dolaşması da çok iyi olur. Öğretmenler de verilen ödevleri mutlaka kontrol etmelidirler.

Comments are closed.