GECİKMİŞ KONUŞMADA TEDAVİ NASIL OLMALI?

Huriye 4.5 yaşında olan, isteklerini hep ağlayarak belirten, elleri titreyen, tuvalet becerisini kazanmamış sevimli bir kız çocuğuydu. Danışmanlık merkezine anne ve babasıyla geldi. İlk seansta, öğrencinin gelişim öyküsünü almak için anneyle bireysel olarak görüştük. Huriye çocuk psikiyatristi tarafından “Gecikmiş konuşma bozukluğu” tanısı almış bir çocuktu. Huriye nin konuşması kendi yaşından beklenenden geri bir aşamadaydı.

Huriye nin doğum öncesi ve sonrasında belirgin bir sorun yaşanmamış. Öğrencinin şu an iki yaşında olan erkek kardeşi doğduktan sonra, konuşması gerilemeye başlamıştı. Kardeşini içten içe kıskanmış ama hep bu duygularını bastırmak zorunda kalmıştı. Çünkü anne ve baba kızlarının bu kıskançlığını anlamaya çalışmamış ve doğal olarak kabul etmemiş, bilakis kızlarını her seferinde suçlamıştı. Ayrıca Huriye nin babası oldukça otoriter, çocuğundan çok fazla şeyler bekleyen, kendi içinde sorunları ve güvensizlikleri olan bir babaydı. Huriye ile tanıştığımızda adına tepki vermiyor, oyuncakları ile amacına uygun oynamıyor, topla oynamayı sevmiyor, kulaklarını kapatıyor ve parmak emiyordu. Sözel ifadesi bulunmuyordu ve hep annesinin eteğinden tutuyordu. Konuşma becerisi olduğu halde konuşmamayı tercih ediyordu. Huriye ye psikolojik testler ve zeka testi uygulandı. Öğrencinin zekası normaldi ancak anneye bağımlı, kendine güveni olmayan, kaygılı ve korkuları olan bir çocuktu.
Huriye dört aylık eğitim sonunda oldukça hızlı bir gelişme gösterdi. Şu an elleri titremiyor, ağlayarak konuşması kayboldu, tuvalet becerisini kazandı. Kendisiyle haftada iki kez konuşma terapisi ve davranış bozukluğu eğitimi uygulandı. Huriye artık ismine cevap verebiliyor, isteklerini ağlamadan daha fazla kelime kullanarak ifade edebiliyor, karşılıklı sosyal iletişimi yürütebiliyor. Gördüklerini ve verilen sözleri unutmuyor, hatırlatıldığında ev çevre ve sosyal kurallara uyabiliyor. Aileye özellikle babaya da psikolojik danışma seansları yapıldı. Böylece aile de çocuğuna nasıl davranması gerektiği konularında bilgi sahibi oldu.
Konuşma insan yaşamında çok önemli yeri olan bir beceridir. Konuşma, doğuştan getirilmeyen, sonradan kazanılan bir beceridir. Öğrenmeyi etkileyen etmenler, konuşmanın öğrenilmesini de etkiler. Konuşmanın öğrenilmesi, pekiştirilmesi ve geliştirilmesi belirli bir olgunluğa erişmeye, alıştırma fırsatı bulabilmeye, rehberlik edilmesine bağlıdır. Konuşmayı etkileyen faktörler şunlardır:
Zeka-Konuşma geriliği ile zeka geriliği arasında bir ilişki vardır.
İşitme-Bireyin işitmesi özürlü olursa bundan ses algısı da etkilenir.
Olgunlaşma-Çocuğun konuşmayı sağlayıcı organları normal düzeye ulaşmadan, çocuk çene ve dil kaslarına hakim olup onları kullanacak olgunluğa erişmeden konuşma seslerini çıkaramaz.
Duygusal durum-İlk çocukluk döneminde çocuğun karşılaştığı duygusal güçlükler onun konuşma gelişimini etkiler, hatta geciktirebilir. Bir kardeşin doğumu, çocuğun yaşamını sürdürdüğü ve alışık olduğu düzenin değişmesi, fazla korku ve heyecan verici olaylarla karşılaşması gibi pek çok durum, çocuğu etkiler. Bu etkiler, konuşmanın kazanıldığı dönemde olursa konuşma gelişimini yavaşlatabilir.
Ayrıca çocuğun ailede tek çocuk olması, ailenin sosyoekonomik durumu, eğitim düzeyi, aşırı sevgi ve red edilme gibi durumlar, çocuğun konuşma gelişimini etkiler. Bunların yanı sıra, çocuğun duygusal bir çatışma içinde olması anne babanın uyum sorunları, çocuğun aşırı derecede duyarlı olması, çekingen ve utangaç olması da konuşmayı etkiler.
Değerli okuyucularım, aşağıda belirtilen maddelerin mevcut olduğu kişiler, konuşma bozukluğu olan kişiler olarak kabul edilirler;

Konuşmanın anlaşılır şekilde olmaması

Konuşmanın duyulamaması-sesin bozuk ve tırmalayıcı olması

Ritmlerin ve vurguların bozuk oluşu

Dil yönünden kelime haznesinin yetersiz olması

Yaşı ve fiziksel yapısına göre konuşmanın iyi gelişememiş olması gibi..

Konuşma bozukluklarının tedavisi öncelikle bir psikolog, çocuk psikiyatristi uzmanlarının muayene sonuçlarına göre konuşma ve dil terapistleri tarafından yapılır. Yardımlar ses kalitesi, oral kontrolü ve akıcılıktaki güçlükleri kapsayan, konuşma engellerine odaklanır. Alıcı ve ifade edici konuşma bozukluğu sorunları kelimeleri anlamayı adlandırma yeteneklerini, cümle yapısını ve kurallarını fark etmeyi ve dinlemeyi, anlam ve çözümleme yeteneklerini geliştirmeyi amaçlayan egzersizlerle ele alınır. Ağır ve evlilik sorunları ve ağır ebeveyn-çocuk çatışması varsa ailenin bir psikoterapiste yönlendirilerek uygun tedavisinin, çocuğun tedavisi ile eş zamanlı olarak yapılması gerekir.

Comments are closed.