Evlilik, doğru ve hayırlı bir insanla evlilik ve paylaşım ise o zaman çok güzel. Ama maalesef bazen evli olup da kendini yalnız hisseden pek çok insan var. Genelde bayan danışanlarımdan çok sık duyarım; “Kıvanç hanım eşimle severek evlendik ama eşim bana nişanlıyken daha romantik anlayışlı davranırdı ama artık böyle davranmıyor. İşten akşam gelince hemen televizyon karşısına geçiyor. Çocuklarla ilgilenmiyor, onlarla dersleri dışında hiç konuşmuyor. Hatta bazen televizyon karşısında uyuyup kalıyor. En son ne zaman beraber baş başa gezmeye veya sahile dolaşmaya gittiğimizi hatırlamıyorum. Çocukların okul ve ders sorunlarıyla, toplantılarıyla sadece ben ilgileniyorum. Ona bu eksiklerini söyleyince de hep aynı cevabı alıyorum; “Ben sizin için, sizi daha iyi şartlarda yaşatmak için çalışıyorum. Zaten işte çok yoruluyorum. Çocukların dersleriyle ilgilenmek senin görevin. Romantizm konusuna gelince de artık romantik olacağımız yaşları geride bıraktık. Sen çok şey istiyorsun.” Oysa değerli okurlar, romantizmin birbirine sevdiğini belli etmenin, onun için değişik sürprizler yapmanın yaşı zamanı olur mu? İnsan eşinden ilgi, sevgi, hoşsohbet göremezse o zaman kendini yalnız değersiz hissetmez mi? Mutlaka güzel mutlu giden evlilikler vardır ama maalesef bunların sayısı azaldı.
Danışmanlık merkezine gelen Aynur hanım, eşiyle 6 yıl önce evlenmişlerdi. Bir kız çocukları vardı. Ama eşi son yıllarda kendini çok fazla işine vermişti. Asistanı ile birlikte yurtdışı iş seyahatlerine çıkıyordu. Hafta sonları da bilgisayarında işiyle ilgileniyordu. Eşini ihmal etmeye başlamıştı. Aynur hanım da bir gün facebookta bir gençle tanıştı, derken arada yazışmaya başladılar. Bu genç Aynur hanımdan yaşça küçüktü. Ama Aynur hanım eşinden göremediği ilgiyi ve romantizmi bu gençte bulmaya başladı. Arada bu gençle mesajlaşmaya telefonda konuşmaya başladı. Aynur hanım aslında eşini seviyordu ama bir anlık boşluğunda bu gencin kendini değerli hoş hissettirmesinden etkilendi. Aynur hanımın eşi bu olayı fark etti. İşte o zaman evde fırtına koptu. Aynur hanım niyetinin kötü olmadığını bu gençle sadece telefonlaştıklarını anlattıysa da eşiyle araları oldukça bozuldu. Artık aynı evde iki yabancı gibiydiler. Aynur hanım bu sırada bana danışmanlık almaya geldi. Son günlerde uykuları bozulmuştu, 3 kilo vermişti ve sabahları yorgun bitkin kalkıyordu. Çalıştığı işte de performansı düşmüştü. Aynur hanımla terapilerimiz halen sürüyor ve yeni bir işe başladı, artık kendini çok fazla suçlamıyor ve eşiyle de arası düzeldi. Eşi onu ihmal ettiğinin, onu gereksiz yere eleştirdiğinin ve onu çok yalnız bıraktığının farkına vardı. Aynur hanım da zaten bir anlık boş anında nefsine uyduğunun ve yanlış yaptığının farkına vardı. Hani her şerde bir hayır vardır diye benim çok sevdiğim ve benimsediğim bir söz vardır ya işte Aynur hanım ve beyi için de böyle oldu. Böylelikle, Aynur hanım ve eşi birbirlerinin kıymetini daha çok anladılar ve ilişkilerini daha da güzelleştirmek iyileştirmek fırsatı elde ettiler. Farkındaysanız değerli okurlar, evlilik problemlerinde illaki karı-koca beraber terapiye gelecekler, yardım alacaklar diye kesin bir kural yok. Eşlerden birinin olumlu yönde değişmesi zaten karşı tarafı da olumlu yönde etkiliyor ve ilişki düzeliyor.
Kadınlar ilgi ve sevgi görmek ister, çünkü fıtratında yani yaradılışında kadınlığını hissetme ihtiyacı vardır. Bu ilgiyi hissettirecek de sadece erkek yani mahremidir. Bu zaman zaman beğeni ifade etmek şeklinde olabilir. Mesela, yaptığı yemeğin beğenildiğini sözle duymak ister. Kadın eşinden ısrarla çiçek almasını bekler. Bu hiç çiçek görmediğinden değil “Sen benim için değerlisin özelsin” mesajını almak istemesindendir. Kadın kadınlığının okşanmasını, erkek de yumuşatılmak ister. Erkek yaradılışı daha katıdır. Erkek kadına kadınlığını hissettirecek, kadın da erkeğin iç dünyasındaki çocuğu serbest bırakacak. O zaman evlilik eskimez ve sürekli yenilenir.
Son Yorumlar
Kategoriler