Hilmi 16 yaşında bir ergen delikanlıydı. Lise 1. sınıfta okuyordu. Geceleri yaşadığı korkulardan ve tıbbi bir nedene bağlanamayan bayılmalarından dolayı 1 yıldır ilaç tedavisi görmektedir. Ailesinin isteğiyle danışmanlık merkezine gelen Hilmi, 1 yıldır sürekli değişik psikiyatristlere gittiğini ve uygulanan tedavilerin fazla bir işe yaramadığını, hiç terapi görmediğini, sadece ilaç kullandığını belirtmiştir. Son zamanlarda çok yakınının öldüğünü söylemiş, en son da 3 ay önce kuzeninin trafik kazasında aniden öldüğünden ve bundan çok etkilendiğinden bahsetmiştir.
Anne ve babasıyla beraber yaşayan danışanımın kendinden 4 yaş büyük bir abisi vardır. Abi, üniversite 1. sınıfta okumaktadır ve çok hırslı, çalışkan bir kişiliğe sahiptir ve kardeşinin derslerinin kötü oluşundan ve dersleri önemsememesinden dolayı sürekli ona baskı yapmakta ve onu acımasızca eleştirmektedir. Hilmi , anne ve babasının çok mutlu bir evlilikleri olduğundan da bahsetmiştir.
Annesi için “Çok iyidir, her şeyimi onunla paylaşırım, bazen tartışmalarımız oluyor tabi ki” diyerek annesiyle olan ilişkilerinden bahsetmeye başlamıştır. Tartışmalarının nedeni olarak da; “Arkadaşlarım gibi rahat giyinmek istiyorum, saçımı uzatmak istiyorum ama annem çevreye çok fazla önem veriyor. İstediğim gibi giyinemiyorum, bu da beni rahatsız ediyor” diye ağlamaklı bir ses tonuyla konuşmasını bitirmiştir.
Görüşme sırasında sık sık gözleri dolan Hilmi, babasıyla olan ilişkilerini anlatırken hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı ve devam etti; “Babam biliyorum beni seviyor ama benimle istediğim gibi ilgilenmiyor, ne istesem alır ancak benle ilgili her şeyi direkt olarak bana sormaz. Annemden benle ilgili bilgi alır. Bu yüzden ona çok kızgınım aslında. Evde de annem babamla hiç beraber oturmayız. Ben genelde kendi odamda otururum, odamda sürekli canım sıkılır. Kendimi çoğu zaman yalnız hissederim.”
Kendisiyle ilgili bir çocukluk anısını anlatması istendiğinde ise; “Hep kötü anılar, kayda değer güzel bir anım yok ki” diyerek anılarını hatırlayamadığını da eklemiştir. Okul yaşamıyla ilgili de; “Aslında zekâm iyi, istesem okulda başarılı olabilirim ama okumayı sevmiyorum. Ders yapmak bana işkence gibi geliyor. Zaten derslerim kötü olduğu için sınıfta tembeller arasındayım. Öğretmenlerimden bir tek Türkçe öğretmenimi seviyorum. Sevmediğim öğretmenin dersine çalışmak içimden gelmiyor ve o derste başarısız oluyorum” diyerek okulla ilgili düşüncelerini belirtmiştir.
Hilmi, sıkıntılarının utangaçlığından komplekslerinden kaynaklandığını ve bunları ortada bir neden yokken yaşadığını, bu durumun bitmesini istediğini söylemiştir. Korkularının sürdüğünü belirten danışanım, “Arkamdan biri gelir diye çok korkuyorum ve bana zarar verir diye düşünüyorum” demiş ve bu korkusuna bağlı olarak panik ataklar geçirdiğini, iki-üç kez de bayıldığını anlatmıştır. Bir kere annesinin hastaneye yattığını ve onun ölmesinden çok kaygılandığını, o zaman da bayıldığını ifade etmiştir. Son olarak da, “Yeterince sevilmiyorum, en çok annemi seviyorum ama babama aşırı kızgınım ve bunu ona belli edemiyorum. Bu da beni çok yıpratıyor. Benimle daha çok ilgilenmeliydi” diyerek seansı bitirmiştir.
Hilmi’ye psikolojik testler uygulanıp sonuçlar psikiyatrist doktorumuza iletilmiştir. Danışanıma ilaç tedavisine başlanmış ve aynı zamanda haftada bir kez psikoterapi seansları yapılmıştır. Hilmi ile seanslarımız devam ediyor ve artık korkuları, bayılmaları yok denecek kadar azaldı.
Anlattığım vakadan da anlaşılacağı üzere Histerik nevroz, fiziksel bozukluğa, zedelenmeye bağlı olmadan ortaya çıkan çeşitli bedensel yakınmalarla karakterize bir bozukluktur. Histerik nevroz; sözel olarak sıkıntısını ruhsal gerilimini anlatamayan hastaların, beden dili ile bunları dış dünyaya püskürtmesi sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Bu püskürtme; “felç, körlük, tikler, konuşma veya yürüme bozukluğu titreme, bayılma” olarak ortaya çıkabilir. Histerik kişi bayılırken kalabalık yerde bayılır ve kendine zarar verecek davranış yapmaz. Çevresinde olan bitenin farkındadır. Histeriye çoğunlukla depresyon, anksiyete eşlik eder.
Tedavide; psikoterapi birincil, ilaç tedavisi ikincil çözümdür.
Son Yorumlar
Kategoriler