ERGENLİKTE DEPRESYON

Çocukluk döneminden yetişkin dönemine geçiş tabii ki sorunsuz, gülüm balım geçmez. Zaten bunun böyle olacağını herkes bilir. Önemli olan, yanlış yaklaşımlarla bu dönemi kâbusa çevirmemek…

Ergen genç duygularında istikrarsızlık gösterir. Bir gün önce çok mutlu olan, enerjik davranan ergen ertesi gün kabuğuna çekilmiş, bitkin olabilir. Bu nedenle anne-babalar bunu kabul etmeli ve her defasında “Daha dün iyiydin, şimdi ne oldu?” türünde sorgulamalara ve baskıcı yaklaşıma girmemesi gerekir.

Bu dönemde ergenler, daha çok hayal kurarlar ve gerçekten bazı zamanlarda uzaklaşırlar. Bu hayaller, gelecek planlarını kapsayabileceği gibi, genelde karşı cinsle ilgili hayaller olabilmektedir. Yeni şeyler deneme merakı artmıştır.
Ergen genç, zaman zaman yalnız kalma isteği içinde olabilir. Odasına çekilen ve yalnız kalmak istediğini söyleyen bir ergenin ciddi bir sorunu olduğunu düşünüp kaygılanılmamalıdır.
Bu dönemde arkadaş çok önemli bir noktadadır. Bu nedenle arkadaş seçimi konusunda, ergenin dikkatli olması ve ailenin hassas davranması gerek.
Bu dönemde, ergen duygularını çok dolu ve coşkulu yaşar. Ses tonu ve vurgulamaları, mimikleri önceki döneme göre duygularını daha fazla ifade ediyor niteliktedir.
Ergenlik döneminde depresyonlarda çok fazla artış görülür. Özgüven problemi karşı cinsle ilgili yaşanan problemler, okul ve aile içi problemler buna sebebiyet verebilir.

Depresif duygu durumu ;bir arkadaşin veya akrabanın ölümü,sevdiği kişiden ayrılmak ya da okulda başarısız olmak gibi rahatsızlık verici durumlara karşi bir tepki olarak ortaya çikabilir.Özgüvenleri düşük,kendini kıyasıya eleştiren ,olu,msuz durumlar üzerinde kontrol gücünün olmadığını düşünmeye eğilimli ergenlerde daha çok görülür.

Aşağıda sıralayacağım belirtiler iki haftadan daha fazla sürerse o zaman depresyon teşhisi konabilir;

Okul başarısının düşmesi-Arkadaşlardan ve sosyal etkinliklerden uzak durma -Üzüntülü olma-Öfkeli olma-Enerji ve motivasyonun düşmesi-Eleştirilere karşi aşirı tepkili olma-Özgüven düşüklüğü ,suçluluk duyguları-Uykuya aşirı eğilim veya uyku düzensizlikleri

Depresyon yaşayan bir genç,üzgün ve içine kapanık olmak yerine ,daha alıngan ve asabi olabilir.Depresyonda sıkça görülen davranış sorunlarının içinde “yaramazlık” veya   söz dinlememe,aşirı risk alma veya kendine zarar veren ,çogunlukla kazalara ve olası intiharlara sebep olan davranışlar yer almaktadır.Sosyal geri çekilme oldukça sık görülür,vakamızda da görüldüğü üzere genç kendini arkadaşlarından ailesinden veya her ikisinden de soyutlayabilir.Zamanının çogunu TV önünde veya bilgisayar başinda tek başina geçirebilir. Sıkıntılı olan gencin okul performansı da düşer,sadece konsantre olmakta çektigi zorluk değil ,derslere olan ilgisini yitirmesi de buna neden olur.

Ergen kendini üzgün ve kötü hissediyor olabilir; ancak günlük hayatına devam edebilir. Gerçek depresyonda ise intihara kadar varan düşünceler geliştirmiştir olabilir ergen. Kendini büsbütün değersiz hissedebilir. Bunun sebepleri arasında; yakınlarını üzmek, ölümü merak, yalnızlık duygusu, çocukluktan gelen sevgi yoksunluğu, ölüm-ayrılık gibi travmatik süreçler vardır. Bunların dışında ergen öfke patlamaları yaşayabilir. Bu esnada onunla konuşmak, öğüt vermek anlamsızdır. Sakinleşmesini bekleyip, onu suçlamadan “sen dili” yerine “ben dili” ile konuşmak lazımdır.

Hamide adlı genç kız orta sonda okuyordu ve bir erkek kardeşi vardı. Şimdiye kadar hayatında, iki ölümle karşılaşmıştı. Annesinin kızkardeşi kansere yakalanmış, Hamide lerin evinde kalmıştı. Hamide teyzesinin tüm sıkıntılarını, tedavi sürecini birebir görmüştü.
Bir-iki yıl sonra da danışanımın dedesi ölmüştü. Hamide dedesini çok seviyordu.
Hamide bütün bu olumsuzluklara rağmen, derslerine çalışmaya çalışıyordu. Ta ki eve bilgisayar ve internet girene kadar. Danışanım eve bilgisayar alındıktan sonra, derslerine daha az çalışmaya başladı, internette daha çok zamanını geçirmeye başladı. Sanal ortamda yanlış arkadaşlarla chat yapması onun psikolojisini daha da bozdu. Babasıyla sık sık çatışır oldu.
Hamide de her geçen gün ders başarısında düşme, mutsuzluk, karamsarlık, aşırı sinirlilik, can sıkıntısı, çok yeme gibi şikâyetler görülmeye başladı.

       Bir başka vaka örneği de Pınar….Pınar,15 yaşinda lise birinci sınıf ögrencisiydi.Pınar çocuklugundan beri utangaç bir kızdı,fakat liseye başladığından bu yana daha içine kapanık ve arkadaşlarına karşi daha sakıngan olmuştu.Pınar ın ailesi,onun okuldan kaytardığını ve mümkün olduğunca gündüz saatlerinde evde uyuduğunu fark ettiler.Pınar önceden temizliğine önem veren bir genç kızken son zamanlarda   her gün duş almayı ve   saçını taramayı bırakmıştı.Bu onun daha önce hiç yapmadığı bir şeydi.Eskiden arkadaşlarıyla dershane çikisinda bir yerlere giderlerdi artık bu da hayatında yoktu.Pınar ın son zamanlarda ders notları düşmüştü,derslere kendini veremiyordu.Sınıfa ders dinlerken sık sık dalıp gidiyordu.En çok sevdiği ingilizce dersinde derse katılmayı da bırakmıştı.İngilizce ögretmeni   aileyi arayarak Pınar ın sınıfta kalma tehlikesi olduğunu bildirdi.

Pınar ın anne ve babası o ,üç yaşindayken boşanmıştı.Pınar o zamandan beri babasıyla çok az kontak kurmuştu.Baba ,sinirli depresyon tedavisi gören biriydi.Zaman içinde dayısı onun yaşamında çok önemli bir figür haline gelmişti.Dayısı ögretmendi.Pınar dayısını çok seviyordu,zaman zaman onunla vakit geçiriyordu.Dayısı ile her şeyini rahatlıkla konuşabiliyordu.Dayı özel bir okulda tarih ögretmenligi yapıyordu.Bu sene   KPSS sınavlarına devlet memuru olmak için girmiş ve kazanmıştı.Ancak puanı Doğu da bir yere yetiyordu.Dayı mecburen görev gereği doğuda bir şehre yerleşti.İşte o zaman Pınar ın dünyası başina yıkıldı.İşte tam da bu sırada depresyonu ortaya çikti.

Danışanım ile yaptığımız terapilerde Pınar ın depresyonunun ;arkadaşlarına ailesine ve okuluna bakışını nasıl negatif etkilediğini bulmak için bilişsel yaklaşim terapi tekniğinden faydalandık.Bu alanların her birinde saptayabileceği bütün negatif faktörlerin listesini yaparak başladık.Sonraki ödevimiz , her alanda en azından yarı pozitif elementlerin listesini yapmaktı.Olası negatiflerin her birini tartışırken   ,Pınar ın kendi davranışıyla   negatif bir gelişmeye nasıl katkı sağladığını araştırmak için   pozitif elementlerin olasılığını kullanabiliyorduk.

Pınar a depresyon ölçümü uygulandı ve çikan sonuçlara göre danışanım ilaç tedavisi ile daha hızlı bir iyileşme sağlayacaktı.Bunun için danışanımı bir Psikiyatrisi e yönlendirdim.Pınar ile ilk zamanlar haftada bir,daha sonraları iki haftada bir psikoterapi seansları yaptık.Terapilerde,Pınar ın ders çalisma davranışından zevk almasını sağlayacak yöntemleri, kendisine aktardım.Anne, Pınar ve ben beraber bir seansta ders çalisma programı hazırladık.Pınar her geçen gün daha iyiye gidiyor,geçen hafta ilk defa arkadaşiyla beraber gezmeye çikti,dışarıda yemek yedi.Bunu benimle paylaşirken artık gülümsüyordu.

Gençlere nasıl davranmamız konusunda Hz .Ali ne güzel söylemiş;

“Yedi yaşina kadar çocugunuzla oynayınız,15 yaşina kadar arkadaşlık ediniz,15 yaşindan sonra istişare ediniz.”

Comments are closed.