DİĞER KONVERSİF BELİRTİLER

Gülme ağlama nöbetleri görülebilir. Bu esnada idrar kaçırma, siyanoz, dil ısırma, kendini yaralama veya tam bilinç kaybı izlenimi olabilir. Bu nöbetlerin özelliği, kas tonusunun bozulmamış oluşudur (me-selâ yüz hizasında bırakılan kol ya yüze çarpmaz veya hafifçe dokunur). Genellikle dramatik bir biçimde başlar. Hasta yalnızken enderdir. Eğer hasta hızla oturtulursa nöbet düzelebilir.

Epileptik hecmelere benzer bayılmalar ve krizlerde hastada gerçek epilepsi krizinde görüldüğü gibi ritmik, tonik ve klonik hareketler yerine kol ve bacaklarla beraber gövdenin gelişigüzel, biçimsiz, kaba bir şekilde çırpınmaları, kıvrınmaları görülür. Bu nöbetlerde genellikle hastanın bayılıp yere düşerken ve bu kaba hareketler sırasında dilini nadiren ısırdığı, sfinkter kusuru göstermediği, kendisini incitmediği gözlenir. Ayrıca gerçek î epilepsi hecmelerinden daha uzun süren bu bayılma ve çırpınmalar bittiği zaman hasta bir bilinç bulanıklığı olmadan uyanır. Bazen de gülme veya ağlama ile ayılır. Ayrıca bu bayılma nöbetleri genellikle ileri bir derecede bir psikolojik yüklenme ortamında gelişir ve aniden ortaya çıkar.

Genellikle tam bilinç kaybı olmaz.

Konversiyonda, bilinçte çözülme olabilir. Unutmalar (amnezi), katalepsi, somnanbulism, çoğul kişilik, psödo psikoz gibi…
Histerik kişiler; kendini kaybetmek yerine “Üzerime varmayın, şimdi bayılırım” der. Bu kişiler duygusal, çocuksu ve değişkendirler. Ruhsal durumları hızlı iniş çıkışlar gösterir ve tepkileri abartılmıştır. İlgi toplamak isterler; davranışları yapmacıktır; sahnede rol yapıyor gibidirler. Yalana ve uydurmaya çok yatkındırlar. Çabuk telkine kapılırlar. Canımlı cicimli konuşurlar, birden soğuyabilirler. Herkesin duyabileceği şekilde yüksek sesle konuşur,durmadan kendi başından geçenleri anlatıp herkesi dinlemeye zorlar.İlişkileri de yüzeysel ve yapmacıktır. Bekledikleri ilgiyi bulamayınca çabuk düş kırıklığına uğrarlar; nazlı ve kaprislidirler. Erkeklere karşı ayartıcı davranırlar, sürekli beğenilmek ve övülmek isterler.Güzelliğine ve dış görünümüne gereğinden fazla önem verirler. Yaşlandığını kabullenmek istemezler.Baskı altında ya da zor durumlarda gösterişli dramatik intihar girişimleri sergilerlerler.Küçücük bir duygusal olay karşısında kontrol edilemeyen sinir krizleri veya dissosiyatif bayılmalar görülebilir.

” Psikanaliz” e göre Histeri de ,kaynağını çocukluk döneminden alan içsel bir çatışma vardır.Kişinin ifadesi ve doyurulması mümkün olmayan bir dürtüsü (id) vardır.Bu dürtünün gerçekleşmesi süperego baskıları veya gerçeklik ilkeleriyle yasaklanmıştır.Herhangi bir nedenle bu dürtü kamçılandığında ego,bunu bastırmak için bastırma savunma mekanizmasını harekete geçirir.Yasak dürtünün baskısı,ego tarafından bir tehlike olarak algılanır.Histerik belirti,bir çatışmayı simgeler ve bunaltıyı önler;yaniçatışmanın doğurduğu bunaltı ,histerik belirtiyle önlenir.Buna “birincil kazanç “denir.Hasta bir çatışmadan ,bunaltıdan kurtulmuştur; onun yerine bir organda fonksiyon yitimi olmuştur.(örneğin kişi yürüyemez,ayakta duramaz,felç olabilir veya ses çıkaramaz..vb.)Birincil kazanç yanısıra “ikincil kazançlar” da vardır.Bunlar;hastanın belirtileri yüzünden gördüğü ilgi,bakım,taviz,işten ve sorumluluktan uzak kalma gibi kazançlardır.
Histeri nevrozunun tedavisinde mutlaka ilaç tedavisi yanında hasta düzenli psikoterapi görmelidir. Psikoterapilerde amaç hastaya hastalığının nedenlerini göstererek, kendini tanımasına yardımcı olmaktır. Başka bir deyişle ruhsal çatışmaları ile davranışları arasındaki ilişkiyi göstermektir. Ancak bu yolla hastanın daha sağlıklı tepkiler geliştirmesine yardımcı olunabilir, ruhsal sorunları azaltılabilir.

Comments are closed.