Erol dokuz yaşındaydı ve ilkokul üçüncü sınıfa gidiyordu. Neşeli, canlı, sosyal bir çocuktu. Eğer zihninden hesap yaparsa matematikte başarılıydı. Fakat yazılı sınavlarda hep hata yapıyordu. Zihninden doğru yaptığı yanıtları kâğıda yanlış geçiriyordu. Örneğin sonuç 56 ise 65 yazıyordu. Seansta annesinden Erol’un ilkokuldaki durumunu da öğrenmiştim.
Erol, okula başladığında henüz kelimelerin dizilişini, harfleri öğrenirken de hepsini tersten yazıyormuş. Hele el yazısına geçerken çok zorluk çekmiş. Küçük b ile d harfini bir türlü ayırt edemiyormuş. “Harfler” yerine “hafler” yazıyormuş. Erol’un yanlışlarını düzeltmek ikinci sınıfta da mümkün olmamış. Sesli ve sessiz harfleri de tam ayıramıyormuş.
Danışma seanslarında Erol’a hem evde hem de okulda sayısız okuma yazma metotları, dikkati arttırma ve görsel alandaki eksikliklerini giderme çalışmaları yaptırıldı. Bu çalışmalar sayesinde çocuğun okuma ve yazması düzelmeye başladı.
Erol’un rahatsızlığının adı “Dysgraphia” yani yazma ve öğrenmede güçlük hastalığıydı. Bu tür çocukların zekâları normaldir fakat klasik eğitim sistemi içinde yazı yazmayı öğrenemezler. Bu nedenle başarısız damgası yerler. İşittiğini anlamakta güçlük çeken çocuklar yazı yazmakta sıkıntı çekerler. Bu çocuklardan kimisi sözcüğe bakarak kopya edebilir, sözcüğün harflerinin yazılışını bilebilir ama işittiğini yazıya çeviremez. Okuyamayan çocuklar da yazı yazamazlar. Sözcükleri anlamadan kopya edebilir ama onları yazılı deyimler olarak anlamlı bir şekilde kullanamazlar.
Yazı yazma güçlüğü çeken çocuklar, gördüğü yazıları, sayıları yazabilmek için gereken hareketi yapamazlar. Gördükleri kelimeleri ne kopya edebilir ne de yazabilirler. Matematik dersinde sayıları yazmakta, onları kâğıdın üzerine uygun olarak dizmekte zorluk çekerler ama toplama çıkarma gibi işlemleri işittiğinde yanıtları akıldan yapabilirler.
Bu çocuklar ayakkabılarını bağlayamaz, şişe, kutu gibi şeylerin kapağını açamaz, sporda başarı gösteremezler, yazıları kopya etmek onlara zor gelir.
Yazma zorluğu çeken çocuklarda semptomlar hafif ise, bu çocuklar normal okullarda eğitimlerini sürdürebilirler. Ağır vakalarda öğrenim geri çocuklar için olan özel okullarda verilmelidir. Bu çocuklarda yaş ilerledikçe, örneğin dördüncü sınıftan sonra ilerleme kaydedilir. Bu yüzden böyle çocuklara sınıf tekrarlatmak sakıncalıdır. Çünkü zekâları normal değerdedir. Bu çocuklar psikoloğun özel yardımı ve sınıf öğretmeninin özel çaba ve ilgisi ile başarılı olurlar
-. En önemlisi, çocuğun kendini bir gün mutlaka başarabileceğine inandırmasıdır. Bu çocuklara sınıflarda aptal, dikkatsiz, dalgın, tembel gibi yakıştırmalar yapılmamalıdır. Yazma zorluğu çeken çocuğunuzu; sol eliyle yazı yazıyorsa, onu sağ eliyle yazması için zorlamayın.
-Çocuğunuzun yazıları güzel ve düzgün bir hal alana kadar çizgisiz kâğıt kullandırmayın. Sınıfta çocuktan sadece ezbere bildiği bir şeyi söylemesini isteyin. -Eline bir kitap alıp sınıfta okumasını istemeyin. Güzel yazı defterinde benzer harfleri farklı renkli kalemlerle yazdırın. Örneğin (b) kırmızı, (d) mavi gibi. Okuduğu metinde bütün b harflerinin altını kırmızı ve bütün d harflerinin altını mavi ile çizerek okumasını isteyin. Bu yöntemi, tanımakta zorluk çektiği diğer harfler için de uygulayın. -Çocuğunuza her gün bir cümle ezberletin ve bu cümleyi ezberden yazdırın. Çocuk çok düzgün ezberleyene kadar alıştırma yaptırın, sonra yazdırın. Yanlışlarını silgi kullanmadan kırmızı kalemle kendisi bulsun.
– Öğrenme güçlüğü çeken bir çocuğunuzun öğretmeniyle iyi bir diyalog içinde olun. Çocuğunuzun beceri alanlarını tanımak için öğretmenden yardım isteyin. Çocuğunuzun hangi alanda (dil, hareket, sosyal davranış, ince motor) zayıf olduğunu bilip o alanı geliştirecek etkinlikleri öğretmeninden ve gittiğiniz psikologtan öğrenin ve bunları evde uygulayın.
-Öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların daha çok uyarıcıya ihtiyacı vardır. Bunun için iş yaparken yaptığınız iş hakkında çocuğunuza açıklamalarda bulunmalısınız. Onun söylediğini dinlemeniz, konuşması için çocuğunuzu konuşmaya teşvik etmeli, cesaretlendirmelisiniz.
-Çocuğunuzun yaptığı işin sonucu yanlış olsa bile, gayretinden dolayı övülmelidir.
-Her yeni kelime öğrendiğinde bu kelimeyi çok kolay ve kısa bir cümle içinde kullandırın. Çocuğunuzun okuduğu okulda asla bu tür çocuklara aptal, dalgın, tembel gibi yakıştırmalar yapılmamalı. Ceza ve azardan kaçınılmalı. Sınıfta çocuğun kabiliyetli olduğu alan ortaya çıkarılmalı, bu alanda kendisini göstermesi sağlanmalıdır.
– Yazı yazma güçlüğü çeken çocuklara cesaret ve güven verilmeli, baskı yapılmamalıdır.
Son Yorumlar
Kategoriler