ÇOCUKLARDA HİPERAKTİVİTE

Ali sekiz yaşında, ilkokul ikinci sınıfa gidiyor. Öğretmeni, çocuğun aşırı hareketliliğinden şikâyetçi. Ali ne durdan ne oturdan anlıyor. Hiç sabrı yok. Ders dinlemiyor, çalışmıyor. Defterleri düzensiz, yırtık sayfalarla dolu. Bazı günler derslerle ilgili anlatılanları dinliyor, ancak çoğu zaman sınıftan kopuk, kendi kendine oyunlar oynuyor, her şeyden habersiz. Bazen ev ödevini hiç getirmiyor.

Değerli okuyucular yukarıda kısaca bahsettİğim örnek “Hiperaktivite bozukluğu” ile ilgili bir vaka. Özellikle okul çağına gelinceye kadar daha kolay tanınan bu çocuklar, okul öncesinde de yaşıtlarından çok değişik bir görünüm içerisindedirler. Anneler bu çocukları, “Düz duvara tırmanan” çocuklar olarak nitelendirirler. Bir dakika oturmadan anneyi gün boyu ardından koştururlar. Boyundan büyük işlere kalkışırlar, düşseler de taşkınlıkları sürer gider. Kuşkusuz böyle bir çocukla gün boyu uğraşmak zorunda kalan anne yorulur, sabrı tükenir. Sert tepkiler ve cezalarla çocuğu dizginlemeye çalışır. Anne-çocuk ilişkisi gittikçe bozulur, ama çocuk durulacağı yerde daha çok azar.
Hiperaktif çocuklar da okulda en az diğer arkadaşları gibi başarılı olabilirler. Bir çocuğun hiperaktif olması onun zeki olmadığı anlamına gelmez. Hiperaktif çocukların önemli bir kısmı, öğrenme güçlüğü çeker.

Çoğu anne-baba, çocuklarına hiperaktivite tanısı konduğunda hayrete düşer. Çünkü bu çocukların evde aileleri tarafından gözlemlenen herhangi bir sorunları yoktur. Gerçekten de bu çocuklar hiçbir dikkat bozukluğu bulgusu göstermeden saatlerce televizyon seyredebilir. O halde bu çocuklarda hiperaktivite nasıl olabilir? Televizyon veya video oyunları çocukların dikkatlerini odaklamalarına yardımcı olacak şekilde sinyal gönderir yani bu çocuklar tv seyrederken veya video oyunu oynarken pasif konumdadırlar ve dikkatlerini dışarıdan gelen uyaranlar sayesinde toplayabilirler.
Hiperaktif bir çocuğu sakinleştirmeniz pek mümkün değildir, ama faaliyeti net bir şekilde açıklayarak, işini iyi ve doğru biçimde yapmasına yardımcı olabilirsiniz. Vereceğiniz emir ve talimatlar kısa ve belirli olmalıdır. Çocuğa ‘konuşmanı kes’ gibi neyi yapamayacağını söyleyerek değil de, küçük, açıkça belirlenmiş görevler (sandalyede 10 sn. oturmanı istiyorum gibi) veriniz. Basit ifadelerle (bakıyorum çok heyecanlanıyorsun gibi) çocuğun durumunu, kendisine hatırlatarak, hakkındaki bilgisini ve duyarlılığını arttırmış olursunuz. Faaliyetleri organize ederken sakin bir davranış ve ses tonu içinde olmaya çalışmalısınız. Muhtemeldir ki, sizin sakinliğiniz, onun yaptığı işte sakinleşmesine ve tepki miktarının azalmasına sebep olacaktır.
Hiperaktif çocuklar, değişikliklerde, zamanı ayarlamada zorluk yaşarlar, isteklerinin hemen olmasını ister, uzun zamana tahammül gösteremezler. Değişikliklerle başa çıkmak için, değişikliklerin etkisini azaltmak gerekir. Örneğin ‘5 dk. içinde ayrılacağız, oyununuzu yavaş yavaş sonlandırın’ tarzında zaman bildirip, süre tanımak gerekir.
Çocuğunuz istenmeyen bir davranışta bulunduğunda ona şiddet uygulamak yerine, onu ortamdan uzaklaştırın ve yaptığı yanlış davranışı düşünmesine fırsat tanıyın.
Çocuğunuzun arada bir yanlış davranışlarını görmezden gelin. Olumlu davrandığında, onu tebrik edin, övün.
Çocuğunuzun uyandığı, yemek yediği, yattığı, ders yaptığı saatlerin her gün belirli ve aynı olmasına dikkat ediniz.
Ayrıca çocuğunuzun mutlaka sporla ve bir sosyal faaliyetle uğraşmasına fırsat veriniz.

Comments are closed.